28 Aralık 2008 Pazar

--BEKLEMEK--

Beklemek;
Ağlamaktan yorulan bir çocuğun iç çekişi kadar hüzün vericidir.
Yüreğini yaslayacak birini ararsın. Zaman biraz daha uzar sanki.
Her yeni günü bir öncekiyle aynı yaşarsın.
Yüzünde, o güne kadar ki verilen sözlerden sakladığın bir yorgunluk.
Artık hiç kimseye inanmazsın.
Sen, uzun zaman önce kaybedilmiş bir iddiasın



Beklemek;
İlk kez uçacak olan kuşun kanatları kadar hafiftir.
Asla vazgeçmezsin ve kendine ait bir hikayen olur.
Yağmurları gözlersin, yere düşen yaprakları.
Soğuk, habersiz gelen bir misafir gibi telaşa verir seni. Ona da alışırsın.
Yüzünde, o güne kadarki yaşadığın hayal kırıklıklarından kalma bir sükunet.
Son kez gözden geçirip yırtarsın adres defterini.
Sen, unutulan bir şiirin son mısrasısın.


Beklemek;
Belki de dipsiz bir kuyuya taş atmaktır. Ne bir ses gelir kulağına, ne de sen bir ses ararsın.
Belki biri daha gelir yanına ve onunla derde yanarsın.
Yüzünde, uzun zamandır beklediğin haberlerin sevinci. Artık kendine daha yakınsın.
Sen bilinmez bir geleceğe atılan ilk adımsın.

Hiç yorum yok: